ben fransızlardan öğrenmedim öpüşmeyi
belki biraz zorlandım ama
hiç bir şeyimin olmadığını öğrenince
akıp giden yağmurdan başka
bir kadın sevdim. çok.
ağzında hep hayat gevezeliği
başkasını geveze sanırdı
kendini dinlemediğinden
hani bir dinlese kendini
vazgeçecek zaten söylediklerinden
gözlerinde bıkkınlık
dudaklarında dalgın bir serinlik
varolduğu günden beri sevdim sanki.
çok.
zaman uzun, zaman kısa.
onbeşsıfırsekizikibinon
datça
7 Eylül 2010 Salı
5 Temmuz 2010 Pazartesi
yağmur
tesadüf bu ya;
ankara'ya yağmur yağdığı vakitlerde
beynimin içine uzaklardan bir yağmur
yağdı.
o malum yağmur beyne yağmaya görsün;
ölür tüm sevgililer,
ölür planlar,
ölür şehir.
ben ölürüm o yağmur yağdımı beynime.
"eksik bir şey var"
var evet çok büyük!
anlatmak kolay aslında ama
artık sana anlatmak na mümkün.
belki çok uzun sürmez ama
adımın bir harfini ben de atıyorum.
ca
ankara'ya yağmur yağdığı vakitlerde
beynimin içine uzaklardan bir yağmur
yağdı.
o malum yağmur beyne yağmaya görsün;
ölür tüm sevgililer,
ölür planlar,
ölür şehir.
ben ölürüm o yağmur yağdımı beynime.
"eksik bir şey var"
var evet çok büyük!
anlatmak kolay aslında ama
artık sana anlatmak na mümkün.
belki çok uzun sürmez ama
adımın bir harfini ben de atıyorum.
ca
26 Mayıs 2010 Çarşamba
Kara Mermer
kara mermer
zaptedilmiş yollarınızda kara bir kundakta
baglamas eşliğinde uyutun beni. oyuncaklarımı
boğazlayan ellerine inat, beni bir gece daha
tebessümle, lütfen.
alexis sana söylüyorum, bu bir halk şarkısıdır:
ağacı dallarından ayrı düşünen kafa
biz geçtiğimiz vakit kara kostaklar safa
demem o ki zalim bir, isyancı bir tarafa
amansız kalacaktır ortasında sokağın
ben de abilerimden duyduydum bu sıkı ezgileri
o vakitler duvarlara söylenirdi böyle şeyler.
şimdi kimselere bildirmiyoruz terk edildiğimizi
yalnız bir deniz atıyoruz yere, üzerinde uykular.
oysa ilk başta kimse söylememişti bana da
ölmek zorunda olduğumu.
hey onbeşli onbeşli!
siyah, ışıkla da ışıksız da siyahtır. unutma bunu!
aralık '08, izmir
zaptedilmiş yollarınızda kara bir kundakta
baglamas eşliğinde uyutun beni. oyuncaklarımı
boğazlayan ellerine inat, beni bir gece daha
tebessümle, lütfen.
alexis sana söylüyorum, bu bir halk şarkısıdır:
ağacı dallarından ayrı düşünen kafa
biz geçtiğimiz vakit kara kostaklar safa
demem o ki zalim bir, isyancı bir tarafa
amansız kalacaktır ortasında sokağın
ben de abilerimden duyduydum bu sıkı ezgileri
o vakitler duvarlara söylenirdi böyle şeyler.
şimdi kimselere bildirmiyoruz terk edildiğimizi
yalnız bir deniz atıyoruz yere, üzerinde uykular.
oysa ilk başta kimse söylememişti bana da
ölmek zorunda olduğumu.
hey onbeşli onbeşli!
siyah, ışıkla da ışıksız da siyahtır. unutma bunu!
aralık '08, izmir
17 Mayıs 2010 Pazartesi
başka bir şiirin son dizesi
başka bir şiirin son dizesi
I.
kendini yoksayan
bir aynayı düşündüm
yüzün ki
saçlarına yetişme telaşıdır.
II.
bütün balonlar renksiz
sende yoksun ortalarda...
III.
su bolluğunda susamak gibisin
kayıp ilanlarında eksik bir yüz
ve ben ki
düşme bittiğinde bile
düşen biriyim.
Yirmidörtsıfırbirikibinon
Yağmayanyağmura ankara
I.
kendini yoksayan
bir aynayı düşündüm
yüzün ki
saçlarına yetişme telaşıdır.
II.
bütün balonlar renksiz
sende yoksun ortalarda...
III.
su bolluğunda susamak gibisin
kayıp ilanlarında eksik bir yüz
ve ben ki
düşme bittiğinde bile
düşen biriyim.
Yirmidörtsıfırbirikibinon
Yağmayanyağmura ankara
16 Mayıs 2010 Pazar
susuz kent
ilk sen gelince yağmur yağdı bu şehre
sen gidince gittiler,
arkalarına bakmadan
yağmursuz kaldık,
ben,
çantam,
harmonicam,
ve tüm şehir.
yirmiyedisıfırsekizikibinsekiz
ankara
sen gidince gittiler,
arkalarına bakmadan
yağmursuz kaldık,
ben,
çantam,
harmonicam,
ve tüm şehir.
yirmiyedisıfırsekizikibinsekiz
ankara
15 Mayıs 2010 Cumartesi
istanbul ıslı. bundan hoşlandığımı hiç sanmıyorum
istanbul ıslı.
bundan hoşlandığımı hiç sanmıyorum.*
"bir marmara adasıdır"
i.
yürümem rahvan
zindanlarında kirli su dövdüğümüz havan
toplanıyor göğün görünmez yerinde.
ii.
doru: bu kez doğru
dur! diyorum içimdeki ata binmiş
ataya. doruk kokuyor her çukur ve
açelyalara koparıyorum bahçeleri
aç amelya
iii.
izmir yelelerini tümden bırakmış
yele, o kahverengi sahil yok mu hele
ki, biz süzüldük müydü eşkin
aşkın dallarında kuş toplardı çocuklar.
iv.
angora şelalesi de bir yalan
çıktı. oysa kızlık adlarıyla şehirler
annemin kızlığı kadar güzellerdi
v.
izmir bir smyrna balığı değil midir zaten?
akdeniz'in ak benzinden sularına demirlemiş
vi.
boğazını sıkıyor enkaz emperyal'in
tahta çıktı bütün atlar, et sanırken ben,
içinden bir kavganın ürken yabancıları
şaşkınlığıma sodom ismini verdim, gomore
dedim aşkınlığıma da.
vii.
işeyen bir çocuğu gördüm körfeze
işeğen bir çoğuna inat
viii.
sivil annemiz orda dört yanından mıhlanırken
dört nala martılar öldürüyor beni.
ix.
kontes konstantinapol isleniyor.
diyor hıçkırarak bir ada ve vapur.
*sydney wade'den vandal mandallarımla.
istanbul için, izmir'den.
bundan hoşlandığımı hiç sanmıyorum.*
"bir marmara adasıdır"
i.
yürümem rahvan
zindanlarında kirli su dövdüğümüz havan
toplanıyor göğün görünmez yerinde.
ii.
doru: bu kez doğru
dur! diyorum içimdeki ata binmiş
ataya. doruk kokuyor her çukur ve
açelyalara koparıyorum bahçeleri
aç amelya
iii.
izmir yelelerini tümden bırakmış
yele, o kahverengi sahil yok mu hele
ki, biz süzüldük müydü eşkin
aşkın dallarında kuş toplardı çocuklar.
iv.
angora şelalesi de bir yalan
çıktı. oysa kızlık adlarıyla şehirler
annemin kızlığı kadar güzellerdi
v.
izmir bir smyrna balığı değil midir zaten?
akdeniz'in ak benzinden sularına demirlemiş
vi.
boğazını sıkıyor enkaz emperyal'in
tahta çıktı bütün atlar, et sanırken ben,
içinden bir kavganın ürken yabancıları
şaşkınlığıma sodom ismini verdim, gomore
dedim aşkınlığıma da.
vii.
işeyen bir çocuğu gördüm körfeze
işeğen bir çoğuna inat
viii.
sivil annemiz orda dört yanından mıhlanırken
dört nala martılar öldürüyor beni.
ix.
kontes konstantinapol isleniyor.
diyor hıçkırarak bir ada ve vapur.
*sydney wade'den vandal mandallarımla.
istanbul için, izmir'den.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)